18 Ocak 2016 Pazartesi

her

bir sabah uyanırsın
bakarsın ki
bir kalabalığın ortasındasın
bir hengame, bir curcuna
bağrış, çığrış koşturan insanların arasındasın
ne olduğunu anlamaya çalışırsın
ama vaktin yoktur
herkes panik halinde bir yöne doğru koşmaktadır
ayağa kalkarsın
bir insan seli seni de önüne katar götürür
durmaya düşünmeye vaktin yoktur
kaçmalısın, koşmalısın
bir yere yetişmelisin
herkesin varmaya çalıştığı o yere varmalısın
geç kalmamalısın, geç kalmak ölümdür
ama önce şuraya uğramalısın
sonra buraya uğramalısın
öyle pat diye varamazsın o hedefe
öyle kolay olsaydı herkes bu kadar zorlanır mıydı
kendini ispat etmelisin

farklı fikirler duyarsın sonra
değişik yollar
herkesin gittiğinden farklı
gizli patikalar vardır duyarsın
tehlikeli dağ yolları vardır
kimsenin girmediği vadilerden geçen
sonra gidip de dönmeyenlerin hikayeleri
kafan karışır
ama vaktin yoktur yine de bunları düşünmeye
sürü seni içine katıp sürükler

bir gün gelir
itiş kakışın arasında
bir şey olur
kalbin durur
kalbin çarpar
sesler kesilir
sesler kesilir
tüm sesler kesilir
ve sen
içinde çınlayan
belki de hep çınlamış olan
evet hep çınlamış olan
mutlaka hep çınlamış olan
o kısık sesi duyarsın
o miniminnacık sesi duyarsın
öyle bir duyarsın ki
başka bir şey duyamaz olursun
sağır olursun
boğar seni
öyle bir duyarsın ki
hiçbir ses bastıramaz olur
öyle bir duyarsın ki
susturamazsın

bir sabah uyanırsın
bakarsın ki
bir kalabalığın ortasındasın
ve çok uzak düşmüşsün o büyülü yerden
bakarsın ki
herkes yanlış yöne doğru koşuyor
ve seni de alıp götürmüşler
koparmışlar dalından
dur yavaşla
yavaşla dur
...

bir sabah uyanırsın
bakarsın ki
yapayalnızmışsın aslında hep
ve oradasın
ve orasını hep yanında taşımışsın
boşuna koşturup durmuşsun
boşuna korkmuşsun
yorulmuşsun
...

bir sabah uyanırsın
bakarsın ki
her yerdesin
ve ulaşman gereken hiç bir yer yok aslında
ve sen de yoksun
ve hiçbir yerdesin
ve herkes
hiçkimse aslında
...

                                                 Bursa - 18.01.2016