24 Aralık 2010 Cuma

kırıntı

sonbahar…
döküyor duvarlarını şehirler
(İstanbul - 24.12.2010)

25 Eylül 2010 Cumartesi

kırıntı

hayallerimin uyku-bilmez yorgunluğu
(Moda - İstanbul - 25.09.2010)

kırıntı

her şeyi bildiğini sanan adamların nefret edilesi cazibesi
(Moda - İstanbul - 25.09.2010)

6 Eylül 2010 Pazartesi

kırıntı

her şeyiyle ağlıyordu
ve her şey de ağlıyordu onunla
(Bursa - 06.09.2010)

eskiyen(i)

bir şeyler geçip gidiyor
bir şeyler geçip gittikçe
anlıyorum
bir şeylerin geçip gittiğini

daha önce böyle olmazdı
yani daha önce
anlamazdım
bir şeylerin geçip gittiğini
bir şeyler geçip gitse de

ama daha önce de
anlıyorum sanırdım

oysa şimdi
biliyorum
anladığımı

belki de yeni bir şeyler olacak
daha önce hiç olmamış bir şeyler
olacak
ve ben anladığımı sanacağım
yeni bir şeyler olmuş olduğunu
anlamadığım halde

ama bu sefer şaşırmayacağım
anlamamış olduğumu fark ettiğim zaman
yeni olan hiçbir şeyin olmadığını artık
çünkü her şeyin durmaksızın
eskiyip durduğunu da
biliyor olacağım

eskiden eskimiyordu sanki hiçbir şey
oysa şimdi yepyeni bir şeymiş gibi çıkageldi işte
eskiyip durması her şeyin
öyle birdenbire sıradan bir şeymiş gibi geldi
o kadar ki, fark edememişim bunca zamandır
hep orada olduğunu

                                                        Bursa - 06.09.2010

kırıntı

güneş gibi parlıyorum seninle
kışların gecelere dek sürdüğü
sahipsiz şehirlere salmıştım kendimi
senden önce
(Bursa - 06.09.2010)

kırıntı

nasıl da bana benziyor karman çorman gölgeler
geceyi delip geçen çöp kamyonları
gecenin delip geçtiği hüzünler
(Bursa - 06.09.2010)

29 Ağustos 2010 Pazar

kırıntı

bir şey söyleyememek
üzerine söylenmiş
her şey
(Bursa - 29.08.2010)

19 Ağustos 2010 Perşembe

kırıntı

kapımı çal
ömrümü çalmadan
(Bursa - 19.08.2010)

3 Temmuz 2010 Cumartesi

kırıntı

karaya demirlemiş bir gemi
denize sürüklenen bir liman
(Bursa - 03.07.2010)

2 Temmuz 2010 Cuma

kırıntı

eğilip bükülüyorlar
ruhumu taşıyan
kırılgan sütunlar


yarım ışıkta
parçalanıp duruyor gövdeleri
yalnızlıklarının
(Bursa - 02.07.2010)

kırıntı

upuzun çölümde
tek bir ağaç yok
ya da küçük bir bahçe...


sessizce yürüyorum
tek bir beklentim yok
ya da küçük bir umut...
(Bursa - 02.07.2010)

kırıntı

içimden
denizlere açılamayan
kuduz nehirler geçiyor


taşıyor yüreğimden
çıkmaz-damarlarıma
çaresizlikleri


dökülüyor
avuçsuz ellerimin boşluğuna
ölüp duran
cesetsizlikleri
(Bursa - 02.07.2010)

19 Haziran 2010 Cumartesi

kırıntı

içimden bir şeyler geçip gidiyor
ben bakakalıyorum arkalarından
(Bursa - 19.06.2010)

16 Haziran 2010 Çarşamba

kırıntı

kendime doğru yürüyorum
yıllardır
kaybolmadıysam
(Bursa - 16.06.2010)

15 Haziran 2010 Salı

kırıntı

ne kadar biriktirmişsem seni
harca harca bitmiyor
(Bursa - 15.06.2010)

21 Mayıs 2010 Cuma

kırıntı

yalnızlık bana alışamadı
(Alanya - 21.05.2010)

kırıntı

çok dökülgen, çok kırılgan yıldızların
altında ben ve paramparça gölgem
(Alanya - 21.05.2010)

kırıntı

içimden balıklar dökülüyor
-deniz balıkları ve gökyüzü kuşları-
(Alanya - 21.05.2010)

kırıntı

sokakları kıyıya vuran bu şehir
içip duruyor ışığını güneşin zil zurna
(Alanya - 21.05.2010)

kırıntı

-eski yağmurları deniz olarak değerlendirmek-


denizin içinde eski yağmurlar
bulutlarla yamanmış eski gökyüzü yırtıkları
(Alanya - 21.05.2010)

kırıntı

kendini kusuyor deniz
(Alanya - 21.05.2010)

29 Nisan 2010 Perşembe

kırıntı

                              -the new socialist-

tırnaklarımı çıkardım kefenimden
(İstanbul-Bursa - 29.04.2010)

kırıntı

çığlık çığlığa nehirler
sağır köprüler altında
can verirken
ben
sessizliğimle
ürkütüyorum onları
kaçışıyorlar
(İstanbul-Bursa - 29.04.2010)

24 Nisan 2010 Cumartesi

kırıntı

ne zamandan beri hırs
günah değil erdem oldu?
(Kotor - 24.04.2010)

kırıntı

akşam oldu
teslim aldı beni yalnızlık
çöktüm gözlerimin üstüne
(Kotor-Dubrovnik - 24.04.2010)

tecavüz

direnmekten tükendim
açıyorum kapıyı sonunda
boşalıyor odama sensizlik
zorla
                                 
                                         Dubrovnik - 24.04.2010