8 Ocak 2016 Cuma

beyin ne zaman bu kadar büyüdü de, evrenin hakimi olması gerektiğini düşünecek kadar kibirli bir bakış açısına büründü?
evrenin, özünde ölümlü bireyin değil soyun sürdürülmesi yani hayatta kalması ve üremesi amacıyla ve soyun çıkarına, ama yine de bireyin içinde oluşturduğu beyin...
neden artık kendisini oyalamak için önüne konan oyuncaklarla yetinemez hale geldi? neden her şeyin arka planında özenle gizlenmiş o esrar perdesinin arkasını görmeye ve her şeyin anlamsızlığını sezmeye başladı.
yememesi gereken yasak elma işte ilk kez şimdi ağzında erimeye başladı. uyarılmasına rağmen gerçekleri görme isteğine yenik düştü ve binlerce yıllık o büyük çabanın sonunda ödül beklerken, kendisine hazırlanmış büyük bir tuzak, bir işkence buldu.
insanın gözündeki perde, gerçekte kopmuş uzuvları, dağılmış organları, yüzülmüş derisiyle yerde yatarken kendisine verilmiş ağrı kesicilerin etkisiyle hiçbir şey hissetmemesine benziyor. sonra bu ağrı kesicinin etkisi birden kesiliyor ve gerçeği tüm çıplaklığıyla görmenin ve hissetmenin acısıyla başbaşa kalıyor. öyle ki, kendisine sunulmuş o ağrı kesiciyi tekrar tadabilmek, kendisini oyalayan o sahte oyancaklara tekrar inanabilmek için tüm bu gerçeği geri vermeye bin kere razı. ama artık çok geç. eşik bir kere geçildi, göz bir kere açıldı mı, geri dönüş mümkün değil.