11 Eylül 2000 Pazartesi

göç

I.
başka bir toprağı avuçladım.
bambaşka bir toprağı avuçladım.
göğün yeri üşüttüğü geceler boyu
sağaltıcı pagan yıldızları altında
konakladım.

bu en büyük düşüncedir.
bu en büyük fikirdir.
bu en büyük buluştur.
bu büyük şehir
ve onun girdapsı sokakları
yüreğimin boşluğunda kıvranır durur,
beynimin kıvrımlarında yok olur gider,
kendini yineler.
bu en büyük düşü çoğaltır
ruhumun aynası.
ve ben
toprağı avuçlarım.
hegel’in üç kafasını avuçlarım.
somurtur otururum.
bazen de
tozlu ellerimi özlerim.

ben kendimi bilmem.
onların beni bildiği kadar bilmem.
onlar bilirler.
ve gülerler bana.
bazen de unuturlar gülmeyi.
ben kendimi bilmem.
somurtur dururum
yamuk yumuk kemerleri altında
eskimiş, çürümüş, tükenmiş yapıların.
stoalarını, agoralarını ve mozaikli nartekslerini
izler dururum
bu ormanlardan uzaklarda kurulmuş
şehir kırıntılarının.
bir düşünce kafamda
yenmiş değirmen taşları gibi döner durur
yalama olur.

II.
içimde bir yalnızlık var
başka şeylerin yanısıra.
bir de eşiği var yalnızlığın;
gelip geçtiğim, oturup ağladığım,
somurttuğum, kıvrandığım...
bir de eşiği var;
onsuz düşünülemez.

toprak da zaten hep değişmiyor mu.
türlü aromalarla, türlü baharatlarla
karışıp durmuyor mu.
bir hamuru, bir bulamacı andırmıyor mu.
bu avuçlarımdan süzülen toprak giderek
kendi özünü yitiriyor,
bambaşka şeylere dönüşüyor.
bense her seferinde işte
bambaşka bir toprağı avuçluyorum,
değiştiğini düşünerek akşamın,
yıldızların, gökyüzünün, öfkemin.
somurtup oturuyorum.

III.
sararmış külotlar gibi
üstüne bastığım bu toprak.
lekelenmiş öbek öbek
yalnızlığından gecenin.
bizler kör adamlarız.
oyuk yaşlı gözlerimiz.
otururuz bir çukurda.
bu kuleler, bu kubbeler,
bu payandalar, cumbalar
dantelsi gölgeler işler
yüzlerimize damla damla.
ben alır başımı giderim en sonunda.
yürürüm tunç kalkanımla
surlarına düşlerimin.
göğüslerim yalnızlığın alevli oklarını.
peşimden geleyim demesin bu şehir.
demesin!

                                                           Ankara - 11.09.2000