27 Şubat 2024 Salı

sanki

bazen koca bir ıssızlığın
bazen de bir ormanın ortasında durur ve
sessizliği dinler
sessizlik gibi görüneni ya da
dinler ve tanır
dinler ve tanır da
hiç bitmeyeceğini sanır
sessizliğin 

bazen bomboş bir gölü
bazen de akmayan bir nehri karşısına alır ve
yokluklarını görür
yokluk sandığı şeyi ya da
görür ve tanır
görür ve tanır da
hiç bitmeyeceğini sanır
yokluğun 

                                                               Halkalı - İstanbul,
                                                                            27.02.2024

11 Şubat 2024 Pazar

deneme

ve herkes zamanın ne kadar hızlı geçtiğini kendi deneyimleyecek
ne kadar söylense de, nesiller boyu tekrar edilse de
herkes zamanın ne kadar hızlı geçtiğini kendi deneyimleyecek

9 Haziran 2021 Çarşamba

kırıntı

uzun zaman sonra
bach çaldı
dünya değişti
ağaçlar daha yeşil
gökyüzü daha mavi
karanlık daha açık siyah

                               (İstanbul - Halkalı, 09.06.2021)

2 Eylül 2020 Çarşamba

kırıntı

bir şiiri unuttum
bütün şiirler unutulur
bütün şiirleri unuttum
bütün şaraplar biter
bütün güneşler batar
bütün şaraplar güneş

ellerimde çiçeksiz parmaklarım
çiçeksiz ellerimde bir elma

ellerimin zehri bütün dünyayı sardı

27 Ağustos 2020 Perşembe

olmadı ölürüz

olmadı ölürüz
hayattan alacağımız
ne kaldı hayıflanacak

ya tükettik hayallerimizi
ya da değmezmiş zaten

anlık mutluluklarsa
kesmiyor bizi artık

gözümüzde büyüttüğümüz
o koca evren
büyüsünü kaybetti
bütün o olasılıklar
bulutlar gibi geçti

bomboş bir gökyüzünün altında
uyanıyoruz her gün
rüyalarımızda da zaten
bomboş bir gökyüzü var
uyanmasak da olur

olmadı ölürüz

burada uyanıyorum düşümden
bulutlar gelip geçiyor gözümden

                                               İstanbul-Halkalı, 27.08.2020


21 Ağustos 2020 Cuma

kırıntı

kanatsız bir kelebek
yapraksız bir çiçektir

                              İstanbul, 21.08.2020

12 Temmuz 2020 Pazar

kırıntı

gökyüzü tıkanmıştı
yıldızların içinde

                              Halkalı-İstanbul, 12.07.2020

7 Temmuz 2020 Salı

bal kavanozu

bir gece ansızın başıma geldi
bir şeyi aniden çok çok fazla istedim
tüm hayatım bir tekilliğe dönüşecek kadar
tek bir ana sıkış tepiş doluşacak kadar
tek bir an ve tek bir noktada toplanacak kadar
çok istedim
sonra bitti
elimden kayıp yerde parçalanan bir bal kavanozu gibi
paramparça oldu hayatım
bal gibi yayıldı zemine
inceldi, inceldikçe yavaşladı
yavaşladıkça inceldi
durdu 

                                           Halkalı - İstanbul, 07.07.2020

15 Haziran 2020 Pazartesi

kırıntı

ölene kadar erteleyelim
kendimizden başka gerçek olmasın
deniz kıyıları biriktirelim
ve içimizi ısıtan sabahları

mutluluğu da yazabilirmiş insan
elinde avucunda olmasa da

5 Haziran 2020 Cuma

moritanya

çöl evim oldu
kumdan yüreğimle
kum saati doldu

evime döndüm
kalbimi sıkıştıran
o yalan-gerçek duygu
taze tutkuları anımsatan
keşfedilmemiş kıtaları çağrıştıran
bir yaşlılık vahasına
benzedi

her gün 
beni kuşatan çölü unutup
o vahada yaşamak
isterdim

hep yaşamayı düşüneyim
ölümden haberim olmasın
hep umutlarla dolu olsun yarınlar
isterdim
ve ölüm
yaşamım
bir morfin denizinde boğulmakla sona ersin
isterdim


                                                  Halkalı-İstanbul, 05.06.2020





14 Mayıs 2020 Perşembe

Sarı Öküz

Bu bir tema:
Şu masal bu temanın örnek masalı olabilir:
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/iste-sari-okuz-hikayesi-18127392

Aşamaları:

1) Görece olarak güçlü olan, güçlü olduğu için tehlike görmez, bazı konularda, kendi rahatı için, söz konusu dönemde tehlikeli olmayan (aslında olan ama tehlikeli görünmeyen) tavizler verir.  
Örnek: Batı dünya kapitalizminin şirketleri birbirleri ile rekabet içindedir. Bunların bazıları maliyetlerini düşürerek, kendileri için avantaj elde etmek adına, katma değerli ve risksiz gördükleri bazı maliyet merkezlerini (üretim), kendi ülkelerinde pahalı olan hizmetleri (IT help desk), üçüncü dünya ülkelerine kaydırırlar. Zamanın ruhu böyle gerektirir.

2) Başta risksiz görünen bu tavizler, bir kültür ve alışkanlık yaratmaya ve norm olmaya başlar. İnsan psikolojisinde ve beynin yapısında mevcut olan, "tehlikeli bir şeyi birkaç defa yapıp, bir şey olmadığını görünce, devam etmekte rahatlama" hissi nedeniyle, aslında artan riske rağmen, süreç yaygınlaşır ve artan risk farkındalığı da düşer. (Örnek: Birkaç kere alkollü araba kullanınca bir kazaya karışmazsanız, önce alkollü araba kullanmama tabusu yıkılır, sonra da giderek daha fazla alkolle araba kullanmaya başlarsınız.) Görece güçlü görünen kamptaki bazı kesimler bu durumdan avantaj elde etmeye başlayınca ve kampta da, genel-bütünsel gidişatta risk algısı olmadığından (aşırı özgüven), kamptaki diğer bazı unsurlar da, avantajdan yararlanmak, dezavantaja düşmemek ve oyunda kalabilmek için, bu sürece katılırlar
Örnek: Giderek daha fazla global şirketin operasyonlarını üçüncü dünya ülkelerine kaydırmaya başlaması. Hacimsel bu artışın yanında, giderek farklı alanların da buna eşlik etmeye başlaması (Ar-Ge, Yazılım, vb).

3) Bir süre sonra öyle bir noktaya gelinir ki, artık görece üstünlük ortadan kalkmaya başlamıştır ve gücün karşı tarafa geçmesine neden olacak, geri döndürülemez eşik noktası aşılmak üzeredir. Ama artık hızlanan devinimin getirdiği momentum o kadar yükselmiştir ki, bu saatten sonra bunun farkına varmanız (farkındalığı topluma yaymanız, yaysanız bile , toplumdaki herkesin kişisel çıkarını bir yana bırakıp, başkalarının yararına olacak bir şeyi, toplum yararına olacak olsa bile kabul etmesi, vb.) artık frene bassanız bile, süreci geri çeviremezsiniz. Güç dengesi dönmüş, zirve kaybedilmiştir.
Örnek: Belki de bugünler
  






18 Şubat 2020 Salı

bir zamanlar

o mutlu günlerden o şarkı
hiç de hazır değilken
aniden havaya saçılır
bir kıskaç gibi yapışır beynine
o tanıdık, ezbere bildiği yolu bulur becerikli ayakları
soluksuz ilerler
o yoldan beynindeki ormanın kalbine
o tanıdık, unuttuğunu sandığın, artık tanımayacağına inandığın
anıları, umutları deşeler
cesetler gibi çıkarır kuru çatlak toprağın içinden
toprağın içi sıcacık ve nemli
ıslak ve odunsu kokusunu duyarsın köklerin ve yabani bir şeylerin

yine tam da örtüsüyle gizlenecekken zamanın
şeritler açar temizler
kalp gibi atar o yol artık
zonklar beyninde
unutturmaz kendini

"bir zamanlar sendin" der
"tanıdın mı?"
"kimsin şimdi?" der
"yoksa hiç olmadın mı?"


                                                    (Mendelssohn, Italian, III)
                                                    (İstanbul, 18.02.2020)