4 Nisan 2024 Perşembe

(antifonal) karşılaşma

bu ilk karşı karşıya gelişi değil
kendisinden çıkarak evrilen
-bir nevi evladı yani-
aslında başka bir haliyle karşılaştığı zaman
garip bir tanıdık ve tam kıvamında yabancılaşma hissetmesi
biraz daha kendisine benzese, belki bağrına basacak
hemen basmasa da belki, hafifçe meyledecek, birkaç adım yaklaşacak
yoklayacak, benzeşecek ve kabul edilebilir bulacak - zaten kabul edebilir olacak
ama o seviyeyi çoktan aşmış işte - artık çok geç
bir kısmını tanıdığı bir yabancılaşma hissediyor
öyle ki, o kadar kendinden ki aslında bazı yanları 
içinde işte bu ben diyeceği öyle yanlarını hala koruyor ki
o yüzden de benzemeyen yanları o kadar mide bulandırıyor - isyan ettiriyor
yabancılaştığı kısımlara karşı içinde tutamadığı bir öfke kabarması hissetmesi bu yüzden
çünkü sanıyor ki, aslında kendine ait kısımlar alınmış da, bazı kısımları iğdiş edilmiş
bazı kısımları alınıp budanmış - bir uzvun, elin, kolun, bacağın yokluğu gibi duyumsuyor bu yokluğu
çünkü sanıyor ki, aslında kendine ait bazı kısımlarına bambaşka eklentiler monte edilmiş
iğrense de tanıyor bu ucubenin içindeki kendi parçalarını
bir zamanlar mis gibi kokan meyvenin o çürümüş kokusunu tanıyor çünkü
o çürüklüğün içindeki bir zamanlarki tazeliğininin aroması, rahiyası, kokusu burnunun tabanında hala sızlıyor çünkü
evet iğreniyor ama derinde bir yerlerde de hala bir hayranlığı barındırıyor
neye dönüştüğünün iğrendiği bir hayranlığı - evet çok da kötü olmamış derdi diyebilse
hatta evet şahane olmuşum bile derdi de, işte o işler öyle olmuyor
oraya gelemiyor, çünkü oraya gelebilmek mühürlenmiştir - kendisi olmamayı gerektirir
kendisi olmayabilmek çok büyük bir yürüyüş gerektirir - belki bir ömür boyu
herkes yürüyemez o yolu
ama işte oraya giden yolu baştan sona yürüyebilse
yavaş yavaş tüm o mikroskobik değişimlerini sindire sindire yürüyebilse
ah bir yürüyebilseydi
ah bir yürüyebilseydi sevecekti her şeyi, kucaklayabilecekti her şeyi
kendisi olmayabilecekti ve kendisi olmayabilseydi
o zaman kendisi ve diğerleri olmayacaktı
kendisi her şey ve her şey kendisi olacaktı

bu ilk karşı karşıya gelişi değil
kendisinden çıkarak evrilen aslında başka bir haliyle karşılaşmasının
biraz daha zaman geçmiş olsaydı
sonsuzlukla kıyaslanabilecek biraz daha zaman
daha çok başkalaşmış olsaydı eğer karşısındaki - artık biliyoruz ki kendisi
o zaman silinecekti kendisinden kalan bütün izler
silinmeyecekti de aslında, tanıyamayacağı kadar belirsizleşmiş, soluklaşmış olacaktı
o yumuşak toprağa bastığı taze ayak izinin üzerinden nice göç yolları, kervanlar, ordular gelip geçmiş olacaktı
işte o zaman düşünecekti ki bu bambaşka bir şeydir
ya ilkelliğin içinde çürümüş acınası, ya kendisine denk bir yabancı, ya da belki nasıl işlediğini anlayamadığı bir büyü-sihir-mucizevi-tanrısal bir gelişmişlik - önünde secde edilesi, boyun eğilesi, kendini kurban edilesi bir bilim-kurgu
onu ele geçirip-sömürmek, onunla arkadaş olmak, ona tapınmak-ibadet etmek istiyorum diye düşünecekti
yapmadığı şey de değil hani, her bir günü bunlarla geçiyor zaten

bu ilk karşı karşıya gelişi değil
kendisinden çıkarak evrilen aslında başka bir haliyle karşılaşmasının
her an, her saniye karşılaşıyor zaten
ortodoks bir antifonik ilahi gibi delip geçiyor ve titretiyor kalbinin tellerini 
ne zaman bir güneş ışığı vursa yıldız tozundan oluşmuş avuçlarına
ne zaman bir kazma inse yüreğine de, yıllanmış bir ceset gibi bir parça kömür ayrılsa madenin damarından
ne zaman sürü sürü kuzular yayılsa taze kır kokulu otlaklara
ne zaman bir aslan bir ceylanın boğazına dişlerini geçirse serengeti'de
ne zaman iki ordu farklı dinde ilahiler söyleyerek öldürmeye koşsa birbirilerini
ne zaman bir hırsız, bir yankesici elini uzatsa başkasının malına
ne zaman bir politikacı sövmek için dilini soksa yalan torbasına
ne zaman pamuk tarlasında bir maraba terlerini akıtsa öğle sıcağında toprak ağasının toprağına
ya da karanlık bir ara sokakta tecavüze uğrasa bir zenci kadın
karşılaşıyor ve yaşıyor
bu ilk karşı karşıya gelişi değil
ne de ilk fark edişi 
ve sürekli unutuşu

                                                                                                                Halkalı - İstanbul
                                                                                                                                                    04.04.2024