bir gün belki
kanımı imbik imbik damıtır
içimden bir damla gibi süzülür
içimden bir ağıt gibi dökülür
içim içimden çekilir
kendisini soğuran bir dipsiz kuyuya dolar
çok güzel bir reaktörde mayalayıp kendini
soluksuzluğundan doğar
o olur
hayallerim, hüzünlerim, hislerim,
kemiklerim, dokularım, etlerim,
birbirlerini kesen bıçaklar gibi
parçalanır, dağılır ve yoğrulur
o olur
o olmamışsa hala
bekliyorsam bu kadar
suçlusu yıldızlardır
leptonlar, mezonlardır
girişimler, kırınımlar,
füzyonlar, mutasyonlar,
enzimler, hormonlardır...
bekliyorum
öyle güzel gel ki çocuk
bu kadar beklettiğine değsin
(İstanbul-Acıbadem / Bursa / Gemlik - 16-19.09.2012 - hala devam ediyor)