25 Ağustos 2014 Pazartesi

kırıntı

aslında çimler güzel kokuyor
güneşin ve tohumun son bulduğu
bir biçme makinasının ağzında
bırakıp gittiklerinde başlarını
danslarını, dokunuşlarını
aslında

(Bursa - 25.08.2014)

24 Ağustos 2014 Pazar

kırıntı

içime bir bulut düştü
- beni içinde erit
zaman düştü / mekan düştü
kanıma damarlarımın
gölgeleri üşüştü

damla damla ruhlarıyla
suladılar yollarımı
sana giden / senden giden
kör satırlarla budadılar
çiçek açmış kollarımı

içime susuzluk çöktü
- beni ölüm gibi iç
zaten elimden kayıyor
tuzbuz olup dağılıyor zaman
toplayabilirsen topla

(Bursa - 24.08.2014)







23 Ağustos 2014 Cumartesi

labirent

dolambaçlı yollardan
geldim sana yalnızlık

(Bursa - 23.08.2014)

17 Ağustos 2014 Pazar

kırıntı

eskisi gibi taze değil aynalar

(Bursa - 17.08.2014)

15 Ağustos 2014 Cuma

kırıntı

böyle böcek ölümleri
sinsi duvar diplerinde
kuytu dolap köşelerinde
ortasında karanlığın

(Bursa - 15.08.2014)

kırıntı

beni beklemeyin
üzgünüm 
yağmurdan kaçan
çiçekleri sulamalıyım

(Bursa - 15.08.2014)

12 Ağustos 2014 Salı

kırıntı

ne yaptığımı anlamaya
gidiyorum dönmüyorum
yazları kurak ve sıcak
bakışları sert ve serin...

(Bursa - 12.08.2014)

yıkık yarım köprüler

yarım kalıp duruyor
neye elimi atsam
sanki hayatım boyu
bütün yapıp durduğum
binlerce yarım kalan
köprüler kurup durmak
bu yakanın taşlarından
kendi kemerlerinden asılmış
köprü mezarlıkları
kendi ölümlerime
dokunup donup kalan

sonra baharlar sonra
sanki kurmuşum gibi
kendimi karşı tarafa
kavuşturmuşum gibi
yani bitirmişim de
sonra unutmuşum gibi
yıkılıyor içimde
ne ara kurduğumu
asla anlamadığım
can damarı köprüler
beni sana bağlayan
beni her şeye bağlayan
sanki her şey ötede
ben burada kalmışım
asırlık kemerleri
dağılıyor içime
oysa az önce yoktular
ya da ben öyle sanmışım

sonra aslında bir de
yeni karanlıklar buldum kendime
kendime geç kaldığım
bir anlık mevsimlerde
aşktan alev aldığım
beni kışlara boğan
içimden ölü doğan

                           Bursa - 12.08.2014

Deneme

Aziz Nesin'in ülkenin %60'ı aptaldır derken ne kadar iyimser ve Türk milletine ne kadar da olduğundan kat kat fazla paye verdiğini şimdi anlıyorum.
Ülkenin %60'ının aptal olduğu doğru. Peki hangi %60'ı? Sizin içinde bulunmadığınız %60'ı değil mi? Cahil bırakılmış, körü körüne bir adamın peşinden koşan, ne yapsan anlamayan, akılla, rasyonalizmle değil, ırkla, kanla, inançla, batıllıkla hareket eden %60'ı değil mi? Oysa siz CHP seçmeni öyle misiniz ya, küçüklükten beri kendinizi bir şey sanacak ölçüde iyi yetiştirildiniz, tüm pozitif ve sosyal bilimlere hakimsiniz ya, bilimsel teorilere, sosyoekonomik araştırmalara, ekonomiye vakıfsınız ya, bunu yapmamış, yapamamış kesimlere burun kıvırabilirsiniz. Onları hör görebilirsiniz. Öyle ya, onlar da okuyup öğrenselerdi canım. Bu bilgiler size altın tepside mi sunuldu sanki, çalıştınız, çabaladınız, kitaplara gömüldünüz, ders başında sabahladınız, onlar kıçlarının üstünde rahat rahat otururken öyle değil mi? Onlar sokakta ayakkabı boyarken, çöpleri karıştırırken, oto sanayide yağlı ve nasırlı elleriyle arabanızı tamir ederken, inşaatlarda, madenlerde, tersanelerde güvenliksiz koşullarda sizin gibi çok bilmiş, okumuşlar tarafından çalışmak zorunda bırakılırken. Sonra sizin gibi çok bilmiş, okumuş bazı mühendis, ekonomist başbakanlar, sizin gibi okumuş çok bilmiş iş adamlarıyla birlikte, bu bilerek cahil bıraktıkları insanları dinle, inançla, ırkla, ilkellikle manipule edip sömürürlerken seyrettiniz. Varoşlarda, kokuşmuş kenar mahallelerde bu insanlar yoksul ve yoksun bırakılırken, bu hayatı hakettiklerini düşündünüz değil mi? Siz de sonuçta bir çalışandınız ve sömürülüyordunuz değil mi? Ne yapabilirdiniz ki? Sonuçta daha iyi bir arabaya, daha büyük bir eve, bir yaz tatiline ihtiyacınız vardı.
Sonra birisi çıktı geldi. Onlardan birisi. Cahil ve ilkel birisi. Bu sefer onların dilinden konuştu. Onlara değer veriyormuş gibi yapabildi. Onları aslında sömürmüyormuş gibi yapabildi. Onları birleştirdi. Kendisinden bir kahraman, kendisine tapan hayranlarından yenilmez bir ordu yarattı. Burun kıvırdınız değil mi? Bu cahil halk adam olmaz, gerçeği görmez değil mi? 
Peki elinizi hiç taşın altına koydunuz mu? Bir kere olsun kendiniz için değil, toplum için, bu ülkenin %60 aptallarını anlamak için, ne yer ne içerler görmek için, giderek ayrışan iki dünyayı temas ettirmek için bir şey yaptınız mı? Desteklediğiniz parti bir şey yaptı mı? Desteklediğiniz parti çalışmadığında, bürokrasinin derin kuyuları içinde yan gelip yattığında, elitist, Atatürk'ü hiç anlamamış Kemalist, halkı hakir görerek halkçı, devleti soyarak devletçi, alabildiğine bencil ama milliyetçi, halkı dinle sömürerek laik, şövenist tutuculuğuyla inkilapçı, sadece kendine cumhuriyetçi olduğunda tepki gösterdiniz mi? Sağ partileri hala Osmanlı hülyalarında olmakla suçlayıp, kendileri 1930 romantizmine saplanıp kaldıklarında aslında ne kadar da muhafazakar olduklarını farkettiniz mi? Peki şu an bu kokuşmuş parti çürüyüp giderken bir şey yapıyor musunuz? Oy vermeyeyim de görsünler, twitterda laf sokayım da akılları başına gelsin demek dışında, aktif olarak partiyi sallayıp, yerle bir edecek kadar bir şey yaptınız mı? Ben yapmadım!
O halde ben aydın mıyım? Yoksa ben çok bilmiş entellektüelliğiyle kendisini %60 aptalın dışında sanan ve Aziz Nesin'in aslında kastettiği gerçek aptallardan mıyım?

Bursa - 11.08.2014

8 Ağustos 2014 Cuma

kırıntı

ne istediniz o minicik çocuktan
kıvır kıvır saçlarıyla toprakta
değneğiyle suya kanallar açan
hayalleriyle dolduran dünyayı?

(Bursa - 08.08.2014)

ilk görüşte aşksızlık

demek ki
ilk görüşte aşksızlık bu oluyor
bir ormandan çıkar gibi aniden
üzerime dökülüyor tüm evren
dokunuşuyla zamanı çevreleyen
elinin avuçlarımın ortasında
kıpırtısı iliklerime doluyor
bakışları nefesimi soluyor
oysa yeni tuz buz olmuş kalbimin
kırıkları cam kalbimde duruyor

                             Bursa - 08.08.2014

yoksun

tam yokluğuna alıştım diyorum
çıkıp geliyorsun
ne zaman karşıma çıksan
tanıyorum seni yokluğundan

                                Bursa - 08.08.2014