20 Ekim 2013 Pazar

I'm way out of town

şehrin dışının dışındayım

kusmuğunda boğuluyor görüyorsun
yüreğime indiriyor yumruklarını
ruhumun gediklerinden geçip
küçük kelebekler gibi emekleyerek
kuzeyin soğuğunu yararak

bu evlerden çıkıyorlar
üzerimize basıp
kıt yağmurlarımızı çiğneyip
çürük bedenlerimizde soluklanıp
kendilerini zorluklarından
kendilerini ölümlerinden varediyorlar

buzla kaplı limanların pusundan sıyrılıp
sıcak bir bacakarasına dönüşüyor avuçları

tutamadığım zaman ellerini
tutamadığım zaman sözlerimi
yuvarlanıp dururdum boşluğuma
kendi üzerime sarıp arsızlığımı

gizemli ormanların ürpertisinde
bakardı dipsiz gözleri
öylece oturduğu yüreğinin dibinden

bir rahibeye sarılır gibi
şehirlerini sarmalayan bu limanların
doğurduğu

bak geçip duruyor içinden
istilacı ordular gibi
şaklatarak sesini yaralı yüreğimde

öte yandan nereden geldiler buraya?
kimler sürdü
tarlalar gibi çizgi çizgi
dirildiler

bir kapı gibi açardı da göğsümü kolaycacık
dayanırdı ruhuma
soğuk ellerinden bilirdim geldiğini

rahatsız edici rahatlığıyla
bu bir bumerang dedi
geri gelecek dedi
başından attığında

batıyordu gökyüzü
batıyordu göğsüme
sesini duymazdım
sessizliğini duyduğum kadar

çiçekler öterdi
içimin dinmeyen yağmurları altında
içimin dinmeyen sessizliği altında
yüreğimin kendini kıpırdatan uykusu
gözlerinin karanlık ışıltısı altında
eziliyor içimde buluttan kanatları
içimin dinmeyen yağmurları
aşkını içime saçıp
tohumlayıp sensizliği
büyütecek durmadan

(Helsinki - 20.10.2013)