herkes daha iyiyi ister
bir yerde durmak zorunda kalana kadar
işte öyle bir gündü
bir şeylerin ortasından geçiyordu evren
her şeyin arkasına saklanarak
rayından çıkmıştı zaman
üzerime dökerek kırıntılarını
kalakalmıştım bir anlamsız şehirde
karşılıksız nehirlerden beslenen
çiçeklerin toprağı çürüttüğü
bu ruhsuz şehre
paslı uçakları kusuyordu gökyüzü
eğri büğrü akıyordu zaman
bir gün benim de her şey böyle
gözlerimden akacak biliyorum
telefonu hiç çalmayan
kadınların hüznüyle
içimde bir tek
küçük bir çocuk gibi parlayan
kanatsız günahlarım
boyutsuz isyanlarım
kalacak
içimde fısıldayan sessizlik kalacak
günahını boynuma düğümlemiş
sesimde yıkılan duvarların kırıntıları
kalacak
belki bir gün
içime kansızlığını akıtan
kocaman bakışları altında
titrek yüreğinin
dolaşacağım bedeninde
seni kaybedene kadar
ama şimdi
toparlanmam için geceler verin bana
düşlerimi kuşanıp savaşlara düştüğüm
yarınlar verin bana
alışkanlık sürüklensin peşimden
ellerimi verin bana
dökeyim denizlere
bak
kendime iyi geldim
sonunda
(derleme - from A Late Quartet - İstanbul - 14.04.2013)