7 Mayıs 2025 Çarşamba

kırıntı

seni sessizliğinden tanıyorum
gelmediğinde
haydi güzel bir şeyler söyle

hapsolan ışık

doğal olarak içimden fışkıran
o sıcacık ışığı dondurdum
önünü perdelerle doldurdum
her yerini kapladım karanlıkla
yıllarca tutuşturdu içimi
bıraksam yakacak tüm evreni
bekliyorum
belki bir yerden sızar
bir boşluk bulur kendine
zayıf bir anımda...


içiçe

dalıyorum balçıkların içine
nefesimi içimde taşıyorum
ışığımı içimde taşıyorum
gözlerimi kapıyorum gizlice
düşlerimi kalbime asıyorum

kan çanağı

güneşin ışıkları battığı zaman cama
ellerimi doğruyordum çanaklara
avuçlarımı çiğniyordu dişlerim
gelecekten habersizdi düşlerim
kanıyordum durmadan şaraplara

yalanlar en çok da kendi kendime
taşıdığım odunlardan bir ateş
dudakların mühürlenir yanarsan 
inanmasan mutsuzluktan
inanırsan yanılmaktan ölürsün
ve ölürsün yeterince kanarsan


bir

şimdi bu yaşadıklarım
çok çok değerli olmalı
çünkü bütün düşlerimi verdim ben
birdenbire olmadı
azar azar - teker teker
bütün düşlerimi verdim ben
karşılığında
elimde bir tek bu yaşananlar kaldı
çok çok değerli olmalı
o yüzden

birdenbire gelir ve
sessizliğin ortasında oturur
konuşmaz, düşünmez, yok olur
evrende bir evren olur görünmez
yokluğunu büyüklüğünden alır
çözünür bir varoluşun içinde
sessizlik yanında gürültü kalır

damarları kucaklar tüm evreni
nefessizliği dünyalar savurur
için için yanar yıldızlar gibi
sıcaklığı denizleri kavurur
karanlıktır ışımaz ve görünmez 
ama gölgesi karanlıklara vurur