25 Eylül 2010 Cumartesi

kırıntı

hayallerimin uyku-bilmez yorgunluğu
(Moda - İstanbul - 25.09.2010)

kırıntı

her şeyi bildiğini sanan adamların nefret edilesi cazibesi
(Moda - İstanbul - 25.09.2010)

6 Eylül 2010 Pazartesi

kırıntı

her şeyiyle ağlıyordu
ve her şey de ağlıyordu onunla
(Bursa - 06.09.2010)

eskiyen(i)

bir şeyler geçip gidiyor
bir şeyler geçip gittikçe
anlıyorum
bir şeylerin geçip gittiğini

daha önce böyle olmazdı
yani daha önce
anlamazdım
bir şeylerin geçip gittiğini
bir şeyler geçip gitse de

ama daha önce de
anlıyorum sanırdım

oysa şimdi
biliyorum
anladığımı

belki de yeni bir şeyler olacak
daha önce hiç olmamış bir şeyler
olacak
ve ben anladığımı sanacağım
yeni bir şeyler olmuş olduğunu
anlamadığım halde

ama bu sefer şaşırmayacağım
anlamamış olduğumu fark ettiğim zaman
yeni olan hiçbir şeyin olmadığını artık
çünkü her şeyin durmaksızın
eskiyip durduğunu da
biliyor olacağım

eskiden eskimiyordu sanki hiçbir şey
oysa şimdi yepyeni bir şeymiş gibi çıkageldi işte
eskiyip durması her şeyin
öyle birdenbire sıradan bir şeymiş gibi geldi
o kadar ki, fark edememişim bunca zamandır
hep orada olduğunu

                                                        Bursa - 06.09.2010

kırıntı

güneş gibi parlıyorum seninle
kışların gecelere dek sürdüğü
sahipsiz şehirlere salmıştım kendimi
senden önce
(Bursa - 06.09.2010)

kırıntı

nasıl da bana benziyor karman çorman gölgeler
geceyi delip geçen çöp kamyonları
gecenin delip geçtiği hüzünler
(Bursa - 06.09.2010)