üzerime atlayan kediler gibi bir korku…
sonra uyandım.
o vardı.
gittiğini duyamadım.
o gittiğinde, kediler gibi uyandım.
ellerimi avuçlar gibi yaptım.
dudaklarımı duvarlar gibi yaptım.
sonra utandım, garip bir korku duydum.
o vardı.
o vardı.
nasıl ki gökte ay,
nasıl ki suda balıklar,
nasıl ki ellerimde, yüzümde yaralar, tırnak izleri,
nasıl ki umut, işte o da…
oda; sarımsı ve bomboş; bir şey yapmıyor sesleri yankılamaktan başka.
o vardı.
kelimeler yetmiyor anlatmaya.
sigara dumanı gibi doldurmuştu her yeri.
bağırıyordu; yankılıyordu oda.
yankılıyordu, orada, burada, dudaklarımda.
onu düşünüyordum, öyleyse…
o vardı.
düş ve gerçek arasında asılı
sayıklıyordum geceyi, gündüzü ve bildiğim her şeyi.
sayıklıyordum ve kediler görüyordum durmadan.
garip bir korku duyuyordum sanki.
uyandım.
güzel gece sabahladı benimle… - o yoktu-
sonra gitti, gittiler, gece, o, umut ve başka ne varsa.
sonra bir gün garip bir korku duydum.
öylesine…
Ankara - 10.11.1999